Close Menu
    Son Eklenenler

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025

    BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

    Aralık 1, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      “Ne istemediğini bilen ama ne istediğini bilmeyen”lerin romanı: Sokaktaki Adam

      Kasım 20, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025

      Erhu virtüözü Eliott Tordo, 4 Aralık’ta AKM sahnesinde

      Aralık 1, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » SuareMag Aralık
    Manşet

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025Yorum yapılmamış13 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    “İçimde hep bir sessizlik vardı. Ne kadar konuşursam konuşayım, geçmedi.”

    Dalgalar – Virginia Woolf

    Editörden


    Merhaba sevgili okur,

    Uçlar arasında gidip geldiğimiz yılın son ayında da iki güçlü temanın ortasında bulduk kendimizi: Dalgalar ve Duvarlar.

    Bir yanda durmadan gelip geçen, vurup geri çekilen, hafızayı tazeleyen dalgalar… Diğer yanda sessiz, ağır, yerinden kımıldamayan, kimi zaman koruyan kimi zaman tutsak eden duvarlar.

    Dalgalar, insana akışı hatırlatıyor; her şeyin değiştiğini, hiçbir duygunun, hiçbir hikâyenin aynı yerde sabit kalmadığını… Duvarlar ise sınırları; içimizde ya da dışımızda örülen engelleri, kendimizi korumak için diktiğimiz kalın sessizlikleri.

    Bazen bir dalga gibi özgürleşmek istiyoruz; yıkıp, geçecek kadar coşarak… Bazen bir duvar gibi dimdik ayakta durmayı seçiyoruz; istiyoruz ki tek bir taş oynamasın yerinden.

    Belki de yaşam tam bu ikisinin arasında saklıdır; yıkmaya çalışan dalga ile direnmeye çalışan duvar arasında bir yerlerde. Dağılma isteğiyle tutunma ihtiyacı arasında. Geçip gitme arzusuyla kalma cesareti arasında.

    Birinin akışıyla diğerinin sabitliği arasında, tam da yaşadığımız çağın ruhu gizli sanki.

    Aralık sayımızda bu karşıtlığa kulak verdik. Yıl biterken, içimizdeki geçişleri, yüzleşmeleri ve değişimleri birlikte anlamaya niyetlendik. Yazarlarımız kimi zaman duvarlara çarpan sesleri, kimi zaman dalgaların taşıdığı anıları anlattı. Kırılmaları, dirençleri, geçişleri, sessizlikleri…

    Ve biliyoruz ki; dalgalar duvarlara çarptığında mutlaka bir şey değişir. Bir çatlak… Bir sızıntı… Olur illaki…

    Dalgaların taşıdığı umutla, duvarların bize öğrettiği dirençle yeni bir yılı karşılamak dileğiyle… İyi okumalar…

    H. Nilgün Karataş

    YAZARLAR

    KÖPÜĞÜN HAFIZASI 

    Dışarıdan bakınca buna “Hayat!” diyorlar, “Yoğunluk!” diyorlar, “Zaman böyle,” diyorlar. Oysa ben, en çok kendi içimdeki tekrarları fark ediyorum: Aynı tip insanlara tutunmam, aynı yerlerde incinmem, aynı kelimelerde takılıp kalmam boşuna değil.

    YAZIYI OKU

    EBEDİ YABANCI, EDEBİ YALNIZ

    Her insan bir iz bırakır giderken… Onun bıraktığı iz; çocukluk hayallerinin bir gün mutlaka gerçekleşeceğine bizi inandırmasıdır. Artık biliyoruz ki mümkündür; bir leğen sudan geçerek okyanusa yürümek… 

    Yazıyı oku

    HİÇLİĞE ÇARPAN DUVAR

    Yaşamla ölüm, inançla inkâr, suyla taş, varlıkla hiçlik arasında bir çizgide yürüyordum. Belki de gerçek buydu: kendinden kaçarken kendine çarpmak. İnsan, bir duvar kadar suskun ve bir dalga kadar yorgun.

    Yazıyı oku

    BEYAZ KÖPÜK

    Dağlar dalgalar arasında saklı. Benim kutsal, zirvesi karla kaplı erişilmezim; kendi Fuji’m. Sessiz, sonsuz bir sır kapısı. O uçsuz bucaksız suya terk ettiğim duygular kumlarda sönümleniyor. Belki daha fazlası dip dalgasıyla geriye, yokluğa çekiliyor.

    Yazıyı oku
    Benan Bilek

    YARA

    Her dalga duvara değdiğinde biraz daha anlatır insanı… Ve bazen, en derin izler kimse duymadan, kimse görmeden açılır. Bazı yazlar bitmez. Bazı anneler gitse de suskunlukları kalır. Bazı çocuklar ise yıllar sonra bile o fısıltının içinden çıkamaz.

    YAZIYI OKU

    NOKTALI VİRGÜL

    Bir noktayım. Gökyüzünden uzak. Uzanan yollara yakın.

    SARMAL

    Bir an,
    iki anıya dönüştü.

    Yazıyı oku

    GEMUET

    Bu gökkuşağı halkasını tamamlarken anlıyorum; ışık bükülür, şehir bükülür, Gemüt bükülür. Bükülen parçalamıyor, nazikçe yeni bir yol sunuyor. Her renk, sessiz kalmış duyguları usulca hatırlatabiliyor, içimizdeki görünmez duvarları inceltiyor.

    YAZIYI OKU

    DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

    Yer bir kez daha sallandı. Kocaman bir kaya yukarı doğru yükselmeye başladı. Sallanma bitince meşaleyi oraya tuttu. Bu bir kaya değildi. Aradığını bulmuştu ama kendi gözlerindeki korkuyu görebilse bir adım daha atmazdı.

    Yazıyı oku

    ÇALKANTI

    Mavi suya yaklaştıkça bir serinlik hâkim olmaya başladı. Duvarların bazısı gök mavisi, bazısı buz mavisiydi. Burada ferahlık ile dinginlik ve serinkanlılık hissetti. Dalgalar duvarlara çarptığında “Sakin,” diye bir ses duyuldu. Sonraki dalgada “Yoluna girer,” diye bir ses duydu.

    YAZIYI OKU

    İHANET

    Kapıda dizilip babamı karşılarken hepimizin tek odaklandığı şey, içeriye nasıl gireceği olurdu. Ciddi ama karamsar mı, suskun ama öfkeli mi, suratsız ama bitkin mi… Ortakları, dostları gene ihanet etmişler miydi? Paramız var mıydı yok muydu?

    YAZIYI OKU

    SUYUN HAFIZASI

    Kendine yüklediğin tüm anlardan sıyrılmaya doğru aydınlanırsın. Işık önce gözlerini acıtır. Kirpiklerin kıpraşır. Parmak uçlarından başlayan sıcaklık gövdeni sarar, ısınırsın. Üşüyene kadar bu sıcaklığın yeteceğini bilmenin huzuruyla sırtüstü uzanırsın.

    Yazıyı oku

    DUVARI AŞAN DALGA

    Bir keresinde, dalgayı durdurmak için duvarı boyamaya çalıştı. Boya tutmadı. Bir başka sefer, duvara kulaklarını tıkadı; ama ses içerden geliyordu. Zamanla duvarların mı çoğaldığını, yoksa kendisinin mi küçüldüğünü anlayamaz hale geldi.

    YAZIYI OKU

    GECE PERDESİ

    Çavdar tarlalarının verimli mahsulleri toplanırken, arda kalan buğday taneleriyiz biz. Havada salınarak düştük buraya; günlerce, aylarca, yıllarca, çağları aşarak bulduk köklerimizi salacağımız yeri.

    YAZIYI OKU

    GEÇİRGENLİĞİN SESSİZLİĞİ

    Birçok geçmiş, zihnimden akıp gidiyor. İsyan, dalgaların geçilmez hali. Oysa, Nuh’un gemisi, dalgaların geçilebilinir kılınması… Yunus Peygamber’in fırtınadan kurtulup denizden dirilişi, aslında yeniden doğuşu… Odysseus’un dalgalarla sınavı, fırtına labirentindeki savaşları, direnci…

    YAZIYI OKU

    İÇERİDE

    Sevda lümpenliktir demiş birisi, hay beynine senin… Sevda hayattır, var olmaktır, insancadır, seninle olmak dünyaya bedeldir. Bunu nasıl anlasınlar ki delişmen kuşum, yüreğinde sevgiyi barındırmaktan korkanlar?

    YAZIYI OKU

    KÖR HOROZ

    Yalnızca, ruhunun derinliklerine işlemiş o şarkıyı dinlemek istedi: “Gallo Ciego.”
    Anlamını uzun süre bilmemeyi seçmişti, çünkü bazen kelimeler büyüyü bozar.
    Gözlerini kapadı, dalgalar gibi yükselen hayallere bıraktı kendini.

    YAZIYI OKU

    İMDAT BEN ÖLDÜM MÜ?

    Bir şey batıyor böğrüme, çivi mi o? Birisi mi var orada? Allahım gözlerimi kapatsam gider mi ki?  Elindeki ne öyle? Gelme üstüme diyorum gelme! Kıpırdayamam, kıpırdamıyorum ki… Zaten bacağım çatlak, kafam çatlak. Gelme kıştt kıştt, git git ben ölüyüm!

    YAZIYI OKU

    GEDİK

    Benim gibi üç beş kişi daha olmuştur elbet bu dikenli yolu kullanan; kimisi dağa dönmüştür başını gökyüzüne dikip, kimisi de denizle kum arasında dalgaların habire sürüklediği deniz yıldızlarına hayat vermek için geçmiştir.

    Yazıyı oku

    KUM BÖCEKLERİ

    Çocukken çok uzaktan görebildiğim, sadece fotoğraflarından tanıdığım, korkusuz bildiğim ama özünde yalnız, yurtsuz, kokusuz adam. Kayalara basan ayak tabanlarına radyonun anlamsız cızırtıları eşlik ediyor. Ayakları çıplak. Kesiklerinden koyu renk kanı sızıyor.

    YAZIYI OKU

    O UĞULTUYLA YAŞAMAK

    Dalgadan duvara, duvardan dalgaya; akış değil, salınım. Bir çözülme, bir toparlanma. Bu salınım, ölümün (duvarın) kesinliği ile çözülüşün (dalganın) belirsizliği arasında nefes alıp verirken, kişiyi yalın gerçeğe, yani yaşamanın huzursuzluğuna yaklaştırır.

    YAZIYI OKU

    PİYANGO

    Tenindeki benler sayısızdı. Duruşu, eğikliğin tiyatral ifadesi gibiydi. Bu kadar para ve yetmiş sekiz yaş. Yaşamın espri anlayışı muhteşemdi. İşte bu anların bir kokusu vardı; zamansızlık kokusu… Bunu daha önce defalarca duyumsamıştı.

    YAZIYI OKU

    TÜM RÜSTEMLER

    Annemin düşleri delik tabanından düşüp kaybolmuştu. Babam damlıyordu rugan derisinin üstünden. Tüm bunlar harap sinemanın yırtık perdesinde oynuyordu. Hiç vizyona girmemiş filmler oynatırdı açık sinema, kendi hayatlarını perdede görürdü, kanlı çeşmenin sakinleri.

    Yazıyı oku

    QUASİMODO

    Klişeye kaçar korkusuyla köy öyküsü yazmak istemiyor. Tarla, bağ, bahçe demeden nasıl anlatacak? Yaşar Kemal’de bitmeliydi köyü anlatan öyküler. Biraz yazıyor. Siliyor. Bir daha yazıyor.

    Yazıyı oku

    TAŞ OLMAK, SUYA DÖNMEK

    İnsan, kendini korumak için duvarlar örer; o duvarlar zamanla onu korumaz, saklar. Bir yerden sonra kim duvarın ardında, kim dışında kalmış, belli olmaz. Belki de hepimiz biraz suya dayanırız ama taşa dönüşürüz sonunda.

    YAZIYI OKU

    MEDCEZİR

    Yarın tekrar gideceğini unuturum. Sarılırsın bana. Bütün bedenimi sararsın, ben dans etmeye başlarım içinde. Senin içinde kaybolmanın sarhoşluğu sarar bedenimi. Uyumam bütün gece. Her saniyesini yaşarım varlığının.

    YAZIYI OKU

    DALGALAR, DUVARLAR VE UNUTULMUŞ YOLUN HATIRASI

    Devrimci ruhun içinde bile alıngan, kırık bir melankoli vardı. Sanki insanlar mücadele ediyordu ama sonuç alacağına asla inanmıyordu. Otorite devasa bir gölge gibi üzerlerine kapanmıştı ve onlar daha başlamadan yenilmiş hissediyordu.

    YAZIYI OKU
    Duygu Görücü

    YENİDEN

    Yüzleşirim sandığı ama hâlâ içten içe korktuğunu bildiği acımasız gerçek. Dört duvarın arasında güvendeydi. Kimsenin görmediği, duymadığı, kendisiyle kalışı iyi geliyordu. Bir şekilde evden çıkardı, biliyordu ama ya içindeki duvarlardan? Onları nasıl aşacaktı?

    YAZIYI OKU

    DALGALARIN DUVARA ÇARPTIĞI YER: YARALI AŞKA DAİR UZUN BİR SESSİZLİK

    Her çarpış bir iz bırakır; her iz bir dönüşüm. Bazen duvar incelir, bazen dalga yumuşar. Bazen ikisi de toprağa karışır ve yerine bir bahar rüzgârı geçer. Bazen de, bir leylak kokusuyla… Ama mesele bununla bitmiyor. “İnsan biraz da çarptığı duvar kadar kendidir.”

    YAZIYI OKU

    BANKSY VE NAZARE DALGALARI

    Banksy’nin duvarları ve Nazare dalgalarının gizli akrabalığı vardır. Her ikisi de geçicidir, ama izleri? Biri dünyanın düzenine, diğeri tabiata baş kaldırıdır. Biri enerjinin, diğeri korkunun dilidir.

    Yazıyı oku

    DALGALAR VE DUVARLAR

    Odam dar. Tozlu raflar dolu. Örümcek ağlarıyla sarmalanmış kasetler üst üste. Bir rafta kocaman bir deniz kabuğu. Masa ağır. Üstünde yıllardır duran bantlar, tornavidalar, boş fincanlar. Elektrik düğmesine basmadım. Işığı açmadım.

    YAZIYI OKU

    DUVARDAKİ RESİM

    Zaman, doğanın içine yayılmış tembellik yapıyordu, bense hâlâ gülümsüyordum ama ciddi çalışıyordum.  Yüzüm bir harita gibidir benim, bakan okuyabilir kaygılarımı da sevincimi de. Çok nadirdir aynı ifadede kalması…

    YAZIYI OKU

    SONBAHARDI

    Belki de Gülten Akın haklıdır. Kimsenin küçük şeylerle harcayacak vakti yoktur. Bu, insan bile olsa… Peki neden? Neden küçük şeylerle zaman harcamaktansa büyük denize dalıyor herkes. Denizi, onun hırçın dalgalarını mı küçük görüyor yoksa kendini mi büyük sanıyor?

    YAZIYI OKU
    Şebnem Özbay

    DALGALAR ALDI GÖTÜRDÜ

    Mutluluk yalpalayarak süzülen cılız bir ışık sızıntısı gibi gelir ömrüme… Muhafız gibi kıpırtısız, kaskatı kalın bir perdenin aralığından gelir her zaman. Hırsız gibi sessizce içeriye girmeye uğraşırken kıvrılan, bükülen ve gitgide şevki kırılarak nihayet perdeyi aşan….

    YAZIYI OKU

    DUVAR YAZISI

    Nereye, ne kadar akacağım? Nerede, nasıl duracağım. Tarihin mürekkebi bir taraftan akarken bir taraftan durup durmama konusuna kurgulanmıyor mu? Binlerce yıldan bu yana duvarlara kazınıp çizilen medeniyetlerin hikayeleri bize, apaçık değişimi göstermiyor mu?

    YAZIYI OKU

    DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

    Bu iki zıtlığın çarpışma noktasında, o kâğıda karalanmış dizeler, tarihi gerçekliğin acısını kabul ederken, edebi gücün sınır tanımazlığını da ilan ediyordu:
    Dışarda deli dalgalar…
    Gelip duvarları yalar…

    YAZIYI OKU


    Her gün kendimle ilgili daha çok şey öğreniyorum ve suyun üzerindeki minik dalgalar gibi başlayan anılar şimdi kocaman, güçlü dalgalar halinde üstümden geçiyor.

    ALGERNON’A ÇİÇEKLER
    Daniel Keyes

    ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

    Teddy ne kadar yeni bir hikâye inşa etmeye çalışsa da dalgalar onu hep aynı kıyıya -geçmişin gerçeklerine- vuruyor. Bu yalnızca görsel bir şov değil; zihnin, gerçekle hayal arasındaki o kırılgan geçişini de simgeliyor. 

    YAZIYI OKU

    ORTAÇAĞ’IN ORTASINDA BİR ŞEHİR: MDINA

    Mdina dalgaların ulaşamadığı bir şehir; denizin ortasında bir ülke, ülkenin ortasında yüksek duvarlarıyla Mdina. Denize tepeden bakan bir duvar şehri aslında; Orta Çağ’dan kalma surlar, labirentler ve taş yapılar arasında.

    YAZIYI OKU

    GÖLGE İNSANLAR

    Işık onlar için kazananların sahnesidir. İyiliği, başarıyı, aşkı çoktan kaybetmiş olmanın gölgeler arasında saklanmanın düsturu olduğunu bilirler.

    YAZIYI OKU
    Direniş, Karaburun, İstanbul 2020 ©Nihal GÜNDÜZ

    Benim sınırım ve senin sınırsızlığın, yüzyıllar boyu kavga edecek. Ta ki sen, beni toz haline çevirene dek.

    Nihal Gündüz

    İLK SAYFASI

    Konfüçyüs de sen de birer rüyasınız ve sizin birer rüya olduğunuzu söyleyen ben de bizzat bir rüyayım. Bu bir paradoks. Gelecekte bilge bir adam belki bunu açıklayabilir; o gelecek on binlerce kuşak gelip geçmedikçe gelmeyecek.

    CHUANG TZU: 11

    Akıntılarla taşınan, dalgaların elinde oradan oraya savrulan, okyanusun olanca gücüyle akıllara durgunluk veren mesafelere çekelenmiş denizanası, gelgitin dipsiz kuyusunda sürüklenir. Işığın parıltısını geçirir ve karanlığı içine alır. Herhangi bir yerden herhangi bir yere -çünkü denizin derinliklerinde pusula yoktur, daha yakın ve daha uzak, daha yüksek ve daha alçak vardır yalnızca- taşınan, savrulan, çekelenen denizanası öylece asılı kalır ve salınır; ayin hükümranlığındaki denizde gündelik dirimin uçsuz bucaksız nabzı atarken, onun nabzı belli belirsiz ve hızlıdır içinde.

    Öylece asılı kalan, salınan, nabız gibi atan bu en savunmasız ve güçsüz yaratığın en büyük silahı, varlığını, seyrini ve iradesini ellerine emanet ettiği o koca okyanusun gazabı ve kudretidir.

    Ama buracıkta o inatçı anakaralar yükselir. Çakıllı sığlıklar ve sarp kayalar suyu delerek çırılçıplak dışarı uğrar; ölümcül ışığın ve istikrarsızlığın yaşam idamesine elverişsiz o kurak, korkunç mekânına taşar. İşte artık, artık akıntılar aldatır, dalgalarsa ihanet eder, kayayla ve havayla çarpışmak için yaygaracı köpüklerle atılıp sonsuz döngülerini kırarak, kırılarak…

    RÜYANIN ÖTE YAKASI
    Ursula K. Le Guin
    (Metis Yayınları – Çeviri: Aylin Ölçer)

    Dalgalar, dünyanın kurulduğu ilk günden bu yana, anlamını kimsenin çözemediği hüzünlü şarkılarını sürdürmektedir aralıksız…

    OBLOMOV
    IVAN GONÇAROV
    “Tanrım, Bu Ölümcül Aşktan Kurtulmama Yardım Et” – The Kiss / Öpüşme
     Berlin Duvarı’nın en ünlü grafitilerinden “The Kiss”, Sovyet lider Brejnev ile Doğu Almanya lideri Honecker’ın 1979’daki “kardeşlik öpücüğü”nü ölümsüzleştiren bir görüntüden doğdu. Bu fotoğraf, 7 Ekim 1979’da Fransız gazeteci Régis Bossu tarafından çekildi ve Soğuk Savaş’ın en çarpıcı karelerinden biri hâline geldi. Duvarın yıkılmasından sonra Dmitri Vrubel bu fotoğrafı mural olarak yeniden yorumladı; altına da ünlü cümleyi ekledi: “Tanrım, bu ölümcül aşktan kurtulmama yardım et.” Bugün East Side Gallery’de hâlâ ayakta duran bu eser, politik yakınlık ile baskıcı kardeşliğin ironik bir eleştirisi ve Berlin’in en çok fotoğraflanan hafıza duvarıdır.

    Okuma Parçası


    Deniz, belli belirsiz çalkantı, küçük dalgalar kumlu kıyıyı dövüyorlar. Bay Palomar, kıyıda ayakta duruyor ve bir dalgaya bakıyor. Kendini dalgaları hayranlıkla seyretmeye kaptırmış değil. Kaptırmış değil, çünkü ne yaptığını çok iyi biliyor: Bir dalgaya bakmak istiyor ve bakıyor. Hayranlıkla seyretmiyor, çünkü hayranlıkla seyretmek için, elverişli bir yapı, elverişli bir ruhsal durum ve elverişli dış koşulların bir araya gelmesi gerekli: Ve Bay Palomar, ilke olarak hayranlıkla seyretmeye karşı olmasa da, bu üç koşuldan hiçbiri yok kendisinde. Kısacası, bakmayı amaçladığı “dalgalar” değil, tek bir dalga, hepsi bu: Belirsiz duyumlardan kaçınmak istediğinden, her eylemi için sınırlı ve kesin bir amaç belirliyor.

    Bay Palomar, uzakta bir dalganın yükseldiğini, büyüdüğünü, yaklaştığını, biçim ve renk değiştirdiğini, kendi üzerine dolandığını, kırıldığını, yok olduğunu, geriye döndüğünü görüyor. Bu noktada, tasarladığı çalışmayı sonuçlandırdığı kanısına vararak, oradan ayrılıp gidebilirdi. Ama, bir dalgayı, kendisinin hemen pesinden gelen ve onu itiyormuş gibi görünen ve kimi kez de yetişerek onu alıp götüren dalgadan ayırmak öyle zor ki: Tıpkı, kendisinden önce gelen ve onu peşinden kıyıya sürüklüyormuş gibi görünen, kimi kez de sanki önünü kesmek için ona doğru dönen dalgadan ayırmanın zor olması gibi. Üstelik, her dalga hareketi, gelişme yönünde, kıyıya koşut olarak ele alınınca, ilerleyen cephenin nereye dek kesintisiz uzandığını, nerede ayrılıp hızları, biçimleri, güçleri, yönleri ayrı, bağımsız dalgalara bölündüğünü belirlemek zorlaşıyor. Devamı>>

    PALOMAR
    Italo Calvino
    (Yapı Kredi Yayınları – Çeviri: Rekin Teksoy)

    BERLİN ÜZERİNDEKİ GÖKYÜZÜ

    • Wings of Desire (1987)
    • Yönetmen: Wim Wenders
    • Senaryo: Wim Wenders, Peter Handke
    • Yapımcı: Anatole Dauman, Wim Wenders
    • Görüntü Yönetmeni: Henri Alekan
    • Müzik: Jürgen Knieper (Nick Cave & The Bad Seeds özel performanslarıyla)
    • Süre: 128 dakika
    • Tür: Fantastik drama / Şiirsel gerçekçilik
      Oyuncular: Bruno Ganz (Damiel), Otto Sander (Cassiel), Solveig Dommartin (Marion), Peter, Falk (Kendisi olarak), Curt Bois (Homer)
    • Konu: Berlin Duvarı’nın gölgesindeki şehirde görünmez melekler, insanların düşüncelerini, yalnızlıklarını ve içsel acılarını sessizce izler. Damiel, sonsuz ömrüne rağmen insanların dünyasına -özellikle de trapez sanatçısı Marion’a- dokunamamanın ağırlığını hisseder. Zamanla ölümlü olmayı, duvarın öte yanındaki hayata ve duygulara karışmayı arzular. Duvarların ayırdığı Berlin’de, bir meleğin özgür iradeye ve bedene duyduğu özlem, şehrin bölünmüş ruhuyla iç içe akar.
    • Neden Seçtik? Wings of Desire, “duvar” ve “özgürlük” temasını hem somut hem de ruhsal düzeyde işleyen en şiirsel filmlerden biridir. Berlin Duvarı, yalnızca bir sınır değil, insanların arasına örülmüş görünmez duvarların da metaforudur. Wenders, meleklerin siyah-beyaz dünyasıyla insanların renkli yaşamını karşı karşıya getirerek, özgürlüğün bedelini ve varoluşun ağırlığını sinemasal bir şiire dönüştürür. Film ilerledikçe, şehrin üzerinde süzülen melekler bile duvarın ikiye böldüğü bu hayatın hüznüne karışır; sonunda duvar yıkılmadan önce, umut ve dönüşüm arzusunun ilk çatlaklarını onların gözlerinden görürüz.

    “Sözcükler, sadece havada yayılan dalgalar değildir, çok daha güçlü şeyler üzerinde çok daha güçlü etkileri vardır ne de olsa.”

    Gönül
    Natsume Soseki

    Kanagawa Oki Nami Ura / Katsushika Hokusai
    Yapım Yılı:

    1830–1831 (Eser, Fuji Dağı’nın 36 Görünümü serisinin erken baskılarından)
    Malzeme / Teknik:
    Ahşap baskı (Ukiyo-e woodblock print), renkli ahşap baskı, mürekkep ve boya
    Boyut:
    Yaklaşık 25 cm × 37 cm (Orijinal baskıların standart ölçüsü: 25.7 × 37.8 cm (Farklı müzelerde çok küçük değişiklikler görülebilir.)
    Yer (Eserin Bulunduğu Koleksiyonlar):
    Tek bir orijinal tablo yoktur; birçok müzede baskıları bulunur. 
    Sığ bir yerlere gidelim
    Yükü boşaltalım olduğunca
    Bir kayaya belki
    Bir duvara
    Bu hayattan
    geçmişlerden,
    hayatı köpürtenlerden
    Kurtulalım
    Furkan Karakaya

    Aralık Kitapları

    • Herman Melville​ – Moby Dick
    • Ernest Hemingway​ – Yaşlı Adam ve Deniz
    • Franz Kafka​​ – Dava
    • Jean-Paul Sartre​ – ​Duvar
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    Aralık Filmleri

    • Piyano – Jane Campion​ (1993​​​​​​)
    • Dogville – Lars von Trier (2003​​​​​​​​)
    • Esaretin Bedeli – Frank Darabont (1994​​​)
    • Truman Show – Peter Weir (1998)
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    Aralık Şarkıları

    • Ludovico Einaudi ​- Le Onde
    • Mr. Probz​​- Waves
    • Frank Ocean​​- Swim Good
    • Pink Flyod​​- Another Brick in the Wall
    • Zeynep Casalini​​- Duvar
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    suaremag

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri

    Ayın Şarkıları: Aralık ayında ne dinleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Şarkıları
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025 Tiyatro

    Türkiye Tiyatro Vakfı’nın hazırladığı Tiyatro Hazinemizden sergisi kapsamındaki etkinlikte turne anıları anlatılacak. Depo İstanbul, bu bellek…

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025

    BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

    Aralık 1, 2025

    Erhu virtüözü Eliott Tordo, 4 Aralık’ta AKM sahnesinde

    Aralık 1, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    2022 Oscar Ödülleri sahiplerini buldu 

    Mart 28, 2022 YAŞAM

    Nihal Gündüz fotoğraflarından özel bir seçki

    Ağustos 14, 2025 Fotoğraf

    Sibel Kırcadere Uslu Yazıları

    Temmuz 20, 2025 Sibel Kırcadere Uslu
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025

    BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

    Aralık 1, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.