Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu’nun 2000’de çektiği ilk uzun metrajlı filmi Paramparça Aşklar ve Köpekler buluşma noktaları bir trafik kazası olan üç farklı hikâyeyi anlatır. Film bu hikayelerin ilmik ilmik işlenmesiyle ilerlese de köpekler, hep kahramanların yanındadır ve belirleyici bir rolleri vardır. Meclis’ten geçen sokak hayvanlarıyla ilgili yasanın gölgesinde bu filmi izlediğimizde bir kez daha anlıyoruz ki; insanın asla doymayan hırsı gerçek hayatta da hüküm sürüyor.
ALPERHAN BENLIOĞLU

Aslında bu hafta başka bir film incelemesi yapacaktım ama malum gündem beni sokak köpekleri için bir şeyler yazmaya itti. Tek kanallı günlerde hafta sonu heyecanla Lessie dizisini bekleyen bir nesil olarak köpekler ve sinemaya zaten alışığım. Köpek temalı bir film düşününce de insanın aklına ister istemez onlarca farklı film geliyor. Ancak gündemimizde sokak hayvanlarına yönelik ötenazi üzerine kurulu bir yasa varken, Amores Perros’un dışında bir film yazmak da insanın içinden gelmiyor. Hele ki Türkçe’ye sanki tahmin edilmişçesine Paramparça Aşklar ve Köpekler olarak çevrilmişken.
Meksika sineması denince akla gelen önde yönetmenlerden olan 21 Gram, Babil, Birdman gibi filmlerle artık kendini fazlasıyla ispat etmiş, ünlü yönetmen Alejandro Gonzales Inarritu’nun bu filminde başrolde ise izleyicilerin Motorsiklet Günlükleri, Kötü Eğitim (Almadovar) ve Körlük filmlerinden hatırlayacağı Gael García Bernal yer alıyor. “En İyi Yabancı Film” dalında 2001 yılında Oscar ve Altın Küre adayı olan film katıldığı pek çok festivalde toplam 30 ödül aldığını da belirtelim.
Filmimiz birbirinden farklı hikayelerin ilmik ilmik işlenmesiyle ilerlese de filmimizin ana kahramanı; 20 yaşındaki Octavio ve onun Rottweiler cinsi sevimli köpeği Cofi. Octavio’nun tesadüfen keşfettiği Cofi’nin dövüş yeteneği ile köpek dövüşlerine katılması ile filmimiz başlar. Filmin zaman örgüsünün doğrusal olarak ilerlemediğini de belirtmekte fayda var. Octavio, Cofi ile Meksika’nın arka sokaklarında kan döke dursun, 40’lı yaşlarında evliliğinde mutsuz, 2 kız çocuk babası bir iş adamı Daniel ise Ünlü model Valeria (30) ile büyük bir yasak aşk yaşamaktadır. Valeria’ya lüks bir ev satın alan Daniel, onunla beraber yaşama planları yaparken, Valeria kötü bir trafik kazası geçirir ve ayağından ciddi şekilde sakatlanır.
Tüm bunlar olurken başka bir arka sokakta ise çöplüklerden topladıklarıyla hayatını sürdüren yaşlı bir adam olan “El Chievo-Keçi” bir sürü sokak köpeği ile birlikte yaşamaktadır. Keçi eski bir gerilladır ve ara sıra para karşılığı adam öldürmektedir. Keçi’nin eski bir arkadaşı, ortağını öldürmek isteyen birini ona götürür ve Keçi yüklü bir miktar karşılığında cinayet işlemeyi kabul eder. Sık sık eski resimlerine bakan Keçi, kızına büyük bir özlem duymaktadır. Belki de para karşılığı öldürmek isteği sıradan insanlar değil onun hala içinde kalan son insani duygularıdır.
Meksika’nın tehlikeli sokaklarında hayat mücadelesi veren insanların bazılarının en yakın dostu eşi, annesi belki kız arkadaşı kimi zaman da kardeşi olabilir. Ancak bazen de bu sadık dost bir insandan öte ama bir insandan daha yakın olabilen köpeklerdir…
Asla doymayan ve doymayacak olan insanın pek çok hırsını gözler önüne seren filmimizden kafamızı kaldırıp dışarı baktığımızda farklı bir manzara görmüyoruz maalesef. Daha çok ev yapıyoruz, doğayı daha çok yok ediyoruz ve insan olarak hiçbir canlının yapmadığı şekilde kendi türümüzü çok, çok daha acısı kendi neslimizin küçük kara gözlü çocuklarını öldürenleri kongrelerde alkışlıyoruz. İçimizdeki sonsuz merhameti keşfedip öldürmek yerine yaşatmanın gücünü gerçekleştirebilirsek dünyanın cennete döneceği kesin. Filmimizde parçalanan köpekler iyileşir mi bilinmez ama bizim hayatımızda hem onların hem de parçalanan kalplerimizin tekrar eski haline gelemeyeceği acı bir gerçek.
İyi seyirler…

Alperhan Benlioğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümleri mezun olduktan sonra kariyerime Hacettepe Üniversitesi’nde MBA ile devam ettim. Aselsan’da 12 yıl Proje Yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra, kariyerini Prowin Danışmanlık’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak sürdürüyorum. Sinema ve edebiyat ile yakından ilgileniyorum. “Sihirli Maceralar Kitabı”, “Bal Porsuğu Uzaylılara Karşı” ve “Hindistan Cevizine Ne Oldu?” isimli üç çocuk kitabım bulunuyor. Bugüne kadar şiir ve hikayelerim 10’un üzerinde farklı kolektif kitapta yer alırken, yazmaya devam ediyorum.


