Close Menu
    Son Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » SuareMag – Kasım
    SUAREMAG

    SuareMag – Kasım

    Kasım 1, 2025Yorum yapılmamış14 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    “Işık karanlığın sol elidir karanlık da ışığın sağ eli. İkisi birdir, yaşam ve ölüm, yan yana yatarlar kemmerdeki sevgililer gibi, tutuşmuş eller gibi, sonuçla yol gibi.”

    Karanlığın Sol Eli – Ursula K. Le Guin

    Editörden


    Merhaba sevgili okur,
    Kasım ayında sizi ‘Işık ve Gölge’ ile selamlıyoruz.
    Neden ışık? Neden gölge?
    Çünkü, burası edebiyattan resme, fotoğraftan felsefeye tam da anlamın doğduğu bölge…

    Bilim der ki; ışık, elektromanyetik spektrumun görünür aralığında (yaklaşık 380–750 nanometre) yayılan enerjidir.
    Gölge ise bir ışık kaynağından gelen ışığın, bir cisim tarafından engellenmesi sonucu oluşan karanlık bölgedir.

    Ama insan gözü ışığı mutlak değil, karşıtlık üzerinden algılar. Bir nesnenin rengini, parlaklığını, hatta karanlığını bile, çevresine bakarak tanımlarız. Bu yüzden gölge, yalnızca bir yokluk değil;  varlığın derinliğini ve biçimini veren bir unsurdur. Gölge olmasa, ışık yalnızca düz bir parıltı olurdu.

    Psikolojide Carl Jung “gölge”yi insanın bastırılmış yönü olarak tanımlar. Bu benzetme boşuna değil: Işık (bilinç) ne kadar güçlüyse, gölge (bilinçdışı) o kadar belirginleşir. Kendimizi aydınlatmaya çalışırken, içimizdeki karanlığı da görünür kılarız.

    .

    Belki de bu yüzden, hem bilim hem sanat bize aynı şeyi söyler: Işık ve gölge aynı fenomenin iki yüzüdür. Biri biçimi görünür kılar, diğeri derinliği.Kendimizi tanımak, biraz da o gölgeye bakmayı göze almaktır. Belki de anlam, tam da burada doğar: Işığın bittiği, gölgenin başladığı yerde.

    Edebiyat ve sanat da ışıkla gölgenin bu kadim dansından beslenir. Rembrandt’ın tablolarında ışık, yalnızca yüzü değil, ruhu aydınlatır; Caravaggio’nun fırçasında gölge, gerçeğin sertliğini değil, insanın iç çatışmasını gösterir. Sinema, perdedeki ışığın karanlıkla buluştuğu o anla var olur.

    Bir roman sayfasında yazar, kelimelerle ışığı ararken cümle aralarına gölgeleri gizler. Her sanatçı biraz ışığı anlatır, biraz da gölgesini. Çünkü her hikâye, insanın görünür olma isteğiyle saklanma ihtiyacı arasında salınır, bir sarkaç gibi.

    SuareMag yazarları olarak biz de ışık ve gölge arasında gittik geldik, yazdık. Kimi yazılarda parlayan bir umut, kimilerinde karanlık bir hüzün var. Kimi kelimeleri okumak yetmeyecek gölgesine de bakmalısınız. 

    Işığıyla yüzleşen gölgeye, gölgesiyle derinleşen ışığa kavuşmak dileğiyle… İyi okumalar…

    H. Nilgün Karataş

    YAZARLAR

    SUHULET

    Gündüzün orta yerinde dahi, herkes kendi gölgesinin ikliminde yaşıyor. Kimisinin gölgesi parça parça; eski kırılmaların yamalarıyla tutturulmuş. Kimisinin gölgesi uzun; geçmişteki bir kararsızlığın uzantısı.

    YAZIYI OKU

    DENİZE DÜŞEN YILDIZ

    Seks işçisi diyecektim de aşk kadını demeyecektim hakkında. ‘Aşk yapmak’ diye bir deyimin olduğu günümüzde, senden aşk kadını diye söz etmem haksızlık olmaz mı?

    Yazıyı oku

    KÖRLÜĞÜN KIRILMA NOKTASI

    Belki de insanın kendisi küçük bir Tuba Ağacı’dır. Kökleri göğe uzanır; atalarının, geçmişin, belleğin izleri oradadır. Dallarıysa yeryüzüne yayılır; her göç, her deneyim, her iz bırakma çabası bu dalları şekillendirir.

    Yazıyı oku

    BEN, GÖLGE

    Karanlıkla yüzleşmek, gölgenle barış demek kadar kolay değil benim için. Çünkü sen gölgenle yüzleştiğinde daha güçlü basabiliyorken ayaklarının üzerine, benim karanlığım yok oluşun ilanı. 

    Yazıyı oku
    Benan Bilek

    LEYLA

    “Onlar benim misafir çay tabaklarım, niye aldın?” dedi. Dedi gerçekten. Sadece bir çay tabağı için saatlerce konuştu, kalbimi kırdı, ezdi yüreğimi. Alt tarafı kırmızı bir çay tabağı. Şimdi ikiye kırdığım haplarını o çay tabaklarıyla getirdiğimi fark etmiyor bile.

    YAZIYI OKU

    KATİL

    Kimseye söyleyemedim.
    Yaptığım şeyden çok utanmıştım.

    TUPTURUNCU

    Biliyordum, misafirliği uzun sürmeyecekti. Yine de kısa sürecek yaşamını mutlu kılmak istedim.

    Yazıyı oku

    YOKLUĞUN GÖLGESİ

    Her şey hem var hem yok oluyor. Işığın bittiği yerde gölge konuşmaya başlıyor; yokluğuyla karanlığı deliyor. … Aslında ikisinde de aynı sessizliği taşıyor. Gölge, her yerde fısıldıyor:
    “Ben de buradayım.”

    YAZIYI OKU

    YEŞİL KABLO İLAÇLARIN YANINDA…

    Gözleri çok pörtlek, bazen korkuyorum. Ondan ışığı sevmiyor bu. Yutuyordur resmen o gözlerle ışığı. İçinde esaslı bir savaş sürüyor, belli. Belki de bir şeyler diyecek ama diyemiyor.

    YAZIYI OKU

    PORTRE

    Sırlarım var, eşime, dostuma söylemeden içimin derinliklerine gömdüğüm. Zamanında söylemediklerim, içime atıp yeşerdiklerim. Kibrim, kendimi onlardan üstün gördüklerime.

    Yazıyı oku

    SELENE

    Şehrinin tamamı gözün göremeyeceği, gözkapaklarının engel olamayacağı kadar parladı ve ayın yüzeyinde farklı bir ışık göründü. Önce bir ışık huzmesi gibiydi. Daha sonra bir kadın silueti belirdi.

    Yazıyı oku

    GÖLGENİN TOZU

    Her ışığın, kendine özgü bir kokusu olduğunu hayal ediyorum. Kanımca, sabah güneşinin kokusu hafif ve uçucu olmalı. Gün batımının ışınları ise, eski kitapların kokusunu sunabilir. Ya gölgenin içine saklanmış ışığın kokusu nasıldır?

    YAZIYI OKU

    TÖVBE  

    Yanına gidip boynuna sarıldım. Acımız kimliklere daraltılmayacak kadar ortak, birinde benimki bir fazla, diğerinde onunki. Bir yıl olmuştu daha, hem annesini hem eşini on gün arayla kaybedeli. Tencerenin bir kulpu onda, diğerini ben tutum.

    Yazıyı oku

    MEZARLIĞA DÜŞEN EVİN GÖLGESİ

    Odanın en sonundan bile mezarlık kendini gösteriyordu. Sanki pencere değil de çerçevelenmiş bir mezarlık tablosuydu karşılarında duran. Oyalanmadan üst kata çıktılarında ikisi de çığlık atmamak için zor tuttular kendilerini.

    YAZIYI OKU

    NOHUT ODA BAKLA SOFA

    Şimdilerde her şey çok aydınlık ve karartmalara asla yer yok. Olur da gölgemizi görür onunla el ele tutuşur çeker gideriz diye korkuyor insanlık yaşamdan. Halbuki bu hayatta en güçlü olan ışık aslında kendi gölgemiz.

    Yazıyı oku

    KUTUP YILDIZIM

    Gölgesi ona göz kırptı. Artık karanlıkta değil sadece onun bildiği gizli bölmesinde yaşamını sürdürüyordu.

    YAZIYI OKU

    GEÇMEYEN TRENLER

    Köşede duran bilet makinasının hangi zamandan kaldığı belirsiz. Esasında bu istasyonun hangi zamandan kaldığı belirsiz. Bu istasyon, insanların gitmek istemediği bir yer olsa gerek o yüzden kondüktör yok, bilet kesen yok. Gelen yolcu, giden yolcu yok…

    YAZIYI OKU

    BAŞLANGIÇ

    Sessizlik en sonunda nereye gidersem gideyim karanlığı bulamayacağımı anlattı bana. Işığın ben olduğunu, her şeyin benimle alakalı olduğunu, uzaydaki kavramsız, zamansız, sessiz yolculuklarımda anladım.

    YAZIYI OKU

    PORTUS NERONİS 

    Neron tribüne döndü, seslendi:“Kötüdür insanlar.” Sonra bir adımla kendi karşısına geçti. “Hayır, insanlar iyidir. Onlara kötü oldukları öğretilmiştir, onlar da inanmışlar buna.” Selam verdi ve basketbol başladı.

    YAZIYI OKU

    PHAETHON’UN BAŞKALDIRIŞI

    Işık ve gölgeler iyi/kötü, güzel/çirkin, gerçek/ruh gibi temalar olarak kolektif bilinç ve bilinç dışımızın birlikte iş birliğine girerek, hatta el ele tutuşarak, çağlar boyunca taşınmasına da neden olmuştur.

    YAZIYI OKU

    SALÇALI EKMEK

    Cemil elindeki salçayla göz göze geldi. Güldü. Güneş tam tepeden vuruyordu. Gölgesi yok gibiydi. “Ulan bu memlekette insanın gölgesini bile çalıyorlar.” Söylene söylene düştü yola.

    YAZIYI OKU

    BEN GÜNEŞ

    Ben ışığımı herkese dağıtırken, o gölgesine çekildi. Ateşimi içimde sakladım. Yine de ona ışıklarımı verdim. Aydınlık bir lamba gibi onu gökyüzünde tuttum. Ama o benimle konuşmamaya devam etti.

    Yazıyı oku

    GÖLGELERİN GÜCÜ

    Işığın anlamı karanlıkla belirlenir; hakikatin sesi sessizlikte duyulur. Belki de “Gölgelerin gücü” dedikleri tam da budur: İnsanın kendini tanıma kudreti. Çünkü gölgesini görebilen, ışığın nereden geldiğini de bilir.

    YAZIYI OKU

    SAYE

    Işık, gölgesini kabul etti; gölge, ışığı anlamaya başladı. İnsan kalbinde küçücük bir kıvılcım yandı: vicdan. İnsanlar önce ona farklı anlamlar yükledi. Kimi korku diyordu, kimi günah ve bazıları da kader.

    YAZIYI OKU

    KUKLA OYNATICISI

    Dehşet verici gölgelerin içinden sıyrılıp serin ve tatlı bir ışıkla yıkanmak için durmadan, yorulmadan koşturur akıl. Oysa gölgelerin kaynağı kavuşmayı arzu ettiği ışığın ta kendisidir. Onlar her zaman birliktedir.

    YAZIYI OKU

    YAKAMOZA YÜRÜMEK

    Babam kendi gölgesini fotoğraflamamı istedi. Ben ise yaşamımı aydınlatan ışığıma bakmayı tercih ettim vizörden. Doğaya olan aşkımı ölümsüz anlara çevirmeye başladım.

    YAZIYI OKU

    ERİYEN IŞIK

    Gölgeyi bastırmak onu büyütüyor. Ona bakmak, adını söylemek, onu tanımak küçültüyor. Rüzgâr estiğinde; alevim titriyor, gölgem de. Ama o titreme bizi aynı ritimde sallıyor, sanki birbirimize boyun eğmiş gibiyiz artık…

    YAZIYI OKU

    IŞIKTAN ÖPÜCÜK

    Sorularıyla tek yönlü geçitlerin kilitlerine yeni anahtarlar dövmek istiyor. Alamayacağı yanıtları siper edip dikenli tellere atılmak, kendini kanatarak gölgesine varmak istiyor.

    YAZIYI OKU

    DIŞARIDAN GELENLER

    Bir dağı bekliyoruz ama dağ bizim mi değil mi hiç bilmiyorum. Bizim oraların dağı gibi değil. Bizim vadi gibi hiç değil. Herkes birbirine küs. Herkes herkese yabancı.

    Yazıyı oku

    GÖLGENİN AĞIRLIĞININ YANKISI

    Rüyasında kendini bir meşe ağacına dönüşmüş buluyor kadın. Kökleri sabırdan, gövdesi kırgınlıktan, yaprakları yılların döküntüsünden yapılmış. Pelitler toprağa düşerken sincaplar koşuyor, o ise göğsündeki boşluğu dinliyor.

    YAZIYI OKU

    İZMARİTLER VE TÜRK KAHVESİ FİNCANI

    Ahşap rengi parkelerde gözleri gölgesini aradı. Bulamadı. Oturduğu yerden eğilip kızının odasından dışarı vuran küçük insan gölgesine baktı. Şükür! Onunki hâlâ yerinde.

    YAZIYI OKU

    ZERDÜŞT’ÜN YOLU

    Seçim yaparsan eğer, nehrin birinden diğerine akarsın. Işıltılı tepeleri balıklar gibi aşıyorken, dipsiz denizlere de öyle dalarsın; tıpkı bir şahin gibi. Sonra renksiz bir çukurda bulursun kendini.

    YAZIYI OKU
    Duygu Görücü

    SANDIK

    Karşıda görünen sarı ışık da ne ki? Yaşasın, biliyordum yalnız olmadığımı. İçerde yaşayan var mı ki, bakayım camdan. Kimse yok. Kapıyı çalsam, duymuyorlar beni.

    YAZIYI OKU


    Anlaşılan herkesin arkasında kendine ait dışarı ışık sızdırmayan karanlık bir bölge vardı; henüz onunla yüz yüze gelip tanışmadığı ama varlığının bir gölge olarak.

    995 km
    MURATHAN MUNGAN

    Şebnem Özbay

    BOŞ KÂĞITLAR VE DOLU KALEM

    Bir gölge yeter ki istesin; İsterse neler yapmaz! Şu yazar takımı hele, zannederler ki ilham perileri var, arada gelip tepelerine konar… Halbuki en büyüleyici cümleleri, en şiirsel metinleri bilmezler yine kendi gölgeleri yazar.

    YAZIYI OKU

    GÖLGENİN SAVUNMASI

    İnsanları şehirlere benzetirim. Bir kentin ruhu sadece aydınlatılmış cephelerinde değil, ara sokaklarının sessizliğinde bütünlenir. Ne tam karanlıkta ne tam ışıkta var olur. İkisinin arasında, gölgede nefes alır.

    YAZIYI OKU

    BANA BİR “MUNGAN” ŞİİRİNİ SEVDİRİP GİTTİ

    Gitti. Dil sürçmesiyim, kabul edilebilir bir cümle olmaktan dört kutsal kitap uzaktayım. Boş parşömenlerime bakıp bekleyeceğim birkaç binyıl geçsin diye…

    YAZIYI OKU

    KÜŞTERİ MEYDANI’NIN GÖLGESİ

    Küşteri Meydanı, tahta iskeletin arasına gerilmiş beyaz patiskanın adıdır. Bir de o perdenin ardındaki iki kişinin paylaştığı koca bir dünyanın.

    YAZIYI OKU

    GÖLGE İNSANLAR

    Işık onlar için kazananların sahnesidir. İyiliği, başarıyı, aşkı çoktan kaybetmiş olmanın gölgeler arasında saklanmanın düsturu olduğunu bilirler.

    YAZIYI OKU

    SET IŞIKLARININ GÖLGESİNDE: THE TRUMAN SHOW

    Güneş her sabah aynı biçimde doğuyor, insanlar hep güler yüzlü, hiçbir şey değişmiyor. Her şey fazla düzgün, fazla parlak. Ve tam da bu yüzden, eksik bir şey hissediliyor. 

    YAZIYI OKU

    IŞIĞIN İZİNDE, GÖLGENİN PEŞİNDE: PARİS

    Notre Dame’ın vitraylarından Eyfel Kulesi’nin gece parıltısına kadar Paris, baştan sona ışıkla şekilleniyor. Haussmann bulvarlarının taş cepheleri gün doğumu ve gün batımında ışıkla gölgesinin dansına sahne oluyor.

    YAZIYI OKU

    Kafes, 2016 ©Nihal GÜNDÜZ

    Gölgende hapsolunca, tüm renklerimi kaybettim. 

    İLK SAYFASI

    Koşuşturmaca içerisinde geçen gençlik yıllarımı bir türlü eğlenceli, güzel yıllar olarak anımsamayı beceremiyorum. “Her yere düşerken güneş ışıkları,” diyor Baudelaire, “tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda.” Gençlik anıları tuhaf ölçüde trajedi haline getirilir. Neden büyümeye, o sürece ait anılar trajedi haline geliverir acaba? Bunu şu an bile anlayamıyorum. Kimse de anlayamaz herhalde. Yaşlılık yıllarındaki durgunlaşan bilgelikle, sonbahar bitimlerinde sık sık görülen o kuru aydınlığı yanında getirerek üzerimize dökülen güneş gibi, belki de aniden anlayıveririm. Yine de, anlamasına anlarım belki, ama o sırada bunun artık hiçbir önemi kalmamış olabilir.

    Günler çözümsüzlükleriyle geçip gider. Böylesine can sıkıcılık gençlik çağlarında dayanılmaz olur. Evet doğrudur, gençlik çağlarında çocukluğun sinsiliği kaybolur, hatta bu artık kötü bir şeydir. O her şeyi en baştan düzeltmek niyetindedir. Fakat âlem bu çabayı her zamanki soğukluğuyla karşılar. Onun yelken açışını fark eden tek bir kişi bile olmaz. Ona gösterilen tavırlar genelde olması gerekenden farklı olur. Bazen yetişkinmiş, bazen de bir çocukmuş gibi davranırlar. Bunun nedeni onda özlü bir şeylerin yokluğundan mı kaynaklanır acaba? Hayır, sanırım gençlik çağlarında onda kolay kolay bulunamayacak bir şeyler vardır ve o yalnızca bunun ne olduğunu adlandırmakta güçlük çeker. Bu, büyümedir. O nihayet adlandırmayı başarır. Başarı ona huzur verir, göğsünün gururla kabarmasını sağlar. Ancak, bir ad konulduğu anda o özlü şey, adlandırılamadığı zamankinden farklı bir şeye dönüşüverir. Üstelik bunun bile kendisi farkına varamaz. Yalnızca yetişkin olmuştur. Çocukluğun sımsıkı mühürlenmiş bir sandığı vardır. Genç insan bir gayret o sandığı açmaya çalışır. Kapağı açtığında içinin boş olduğunu görür. Bunun üzerine anlar ki, hazine sandığı dedikleri, her zaman böylesine boştur. Sonrasında artık kendi yargılarını önemsemeye başlar. Ancak, sandık gerçekten de boş mudur acaba? Sandığı açtığı anda, göremediği çok önemli bir şey uçup gitmiş midir yoksa?

    YAZ ORTASINDA ÖLÜM
    Sigara (Tobaco)
    Yukio Mişima
    (Can Yayınları – Çeviri: H. Can Erkin)

    Bunca güneşsiz insan bunca karanlık acılar içinde kıvranırken duygulanmak, içten içe de olsa bir güzellik sarsıntısı geçirmek bile utançtan başka ne verebilir insana. Güneş bile yok sayılır burada; ne doğan ne batan güneş.

    YARALISIN
    ERDAL ÖZ
    Carl Gustav Jung

    Okuma Parçası


    Ey yeryüzü hayatı! Sürekli bir soluk alıp verme içerisindeki saydamlığın dünyası ve gecenin dünyası, gölgenin büyüklüğü ile gölgesizliğin baştan çıkarıcılığı arasında bocalayan iki dünya; sürekli akışın, zamanın hükmünü kaybedişinin iki kutbu arasında, hayvani ve ilahi zamandan yoksunluk arasında değişmez bir şekilde hapsolmuş gelgitleri -gece, yeryüzünden olanın bütün damarlarında, topraktan gelmiş ne varsa hepsinin içinde, yukarıya doğru akar, içte ve dışta eş zamanlı olarak, sürekli uyanıklığa ve bilinçliliğe dönüşür, biçimden yoksun olana karanlığı barındıran, gölgeleri saklayan biçimler kazandırır ve dünya hiçlik ile varlık arasında, böyle bir boşluğun ortasında, boşlukta sallanarak karanlık ve ışık olur, gölge gibiliği ile ışık gibiliği içerisinde belirginleşir. 

    Ruhun içerisinde, bazen alçak, bazen yüksek tonda ama asla yitirilmeksizin, gecenin çan sesleri, sürülerin çan sesleri, günden gelen aslan kükremeleri, ışıkta ve tanınmışlıkları içersinde sarsıcı şekilde yankılanır; bütün canlıları yutan göz kamaştırıcı bir fırtınadır bu – insanoğlunun bilgisi, henüz bilgi olmayan ama artık bilgelik olmaktan çıkmış bilgi, varlığın toprağından yükselen, sezginin tohumlarından yükselen, anaların bilgeliğinden yükselen, ışık ötesinin, hayat ötesinin öldürücü çıplaklığına uzanan, baba bilincinin yakıcılığına, soğuğa uzanan bilgi; evet, insanoğlunun bilgisi; kök salmamış, sonsuza kadar hareketli, aşağıda da, yukarıda da olmayan, fakat hep gece ile gündüz arasındaki ufkun eşiğinde, boşlukta asılı duran, yıldızların şafağının o ara bölgesinde, gecenin sürülerinin hayatlarıyla ışığa boğulmuş tek başınalık arasında, suskunluk ile tekrar suskunluğa geri dönen söz arasında bir soluk alıp vermeden farksız olan bilgi. 

    Vergilius’un Ölümü
    Hermann Broch
    (Çeviri: Ahmet Cemal)
    persona - film

    PERSONA (1966)

    • Yönetmen: Ingmar Bergman
    • Senaryo: Ingmar Bergman
    • Yapımcı: Lars-Owe Carlberg
    • Görüntü Yönetmeni: Sven Nykvist
    • Müzik: Lars Johan Werle
    • Süre: 83 dakika
    • Tür: Psikolojik drama
    • Oyuncular:
    • Liv Ullmann (Elisabeth Vogler)
    • Bibi Andersson (Alma)
    • Margaretha Krook (Doktor)
    • Gunnar Björnstrand (Koca)
    • Jörgen Lindström (Çocuk)
    • Konu: Ünlü bir tiyatro oyuncusu olan Elisabeth Vogler, sahnede aniden susar ve konuşmayı tamamen bırakır. Dinlenmesi için deniz kenarındaki bir eve gönderilir; burada ona hemşire Alma eşlik eder. Sessizliğin ortasında iki kadın arasında tuhaf bir ruhsal yakınlık doğar, zamanla kimliğin ve benliğin sınırları çözülür. Konuşanla susanın, ışıkla gölgenin, gerçeklikle maskenin yer değiştirdiği bir iç hesaplaşma başlar.
    • Neden Seçtik? Persona’yı özel kılan şey, sinemada hem ışığın hem de gölgenin yalnızca görsel bir araç değil, varoluşun kendisini temsil eden bir dil haline getirmesidir. Bergman, insan yüzünü bir sahne, sessizliği ise bir monolog gibi kullanır. Işık, bilincin – konuşanın – alanıdır; gölge ise bastırılmış benliğin, susanın mekânı. Film ilerledikçe iki kadın (Alma ve Elisabeth) birbirlerinin gölgelerine karışır; sonunda kim konuşuyor, kim susuyor, kim kimin yansıması belli olmaz.

    Karanlığı, karanlık yok edemez, bunu sadece ışık yapabilir. Nefreti, nefret yok edemez, bunu sadece sevgi başarabilir.

    Strength to Love (1963)
    Martin Luther King Jr.

    Caravaggio

    CARAVAGGIO
    Judith Beheading Holofernes

    Yapım Yılı: 1599
    Malzeme: Tuval üzerine yağlı boya
    Boyut: 145 × 195 cm
    Yer: Galleria Nazionale d’Arte Antica, Palazzo Barberini, Roma

    Kendine has kırmızı ile akla gelen ünlü ressam Caravaggio, ışık ve gölge denilince de akla gelen ilk isimlerden biri. Caravaggio, Yaşamı boyunca hem ışığın ressamı hem de karanlığın adamı olarak anılmıştır. Caravaggio’nun en belirgin özelliği, chiaroscuro (ışık–gölge karşıtlığı) tekniğini dramatik bir anlatım aracına dönüştürmesidir.

    Judith Beheading Holofernes (Judith Holofernes’in Başını Kesiyor) adlı eseri ise Eski Ahit’in Judith Kitabı’ndan esinlenerek yapılmış. Judith, halkını kurtarmak için düşman general Holofernes’i baştan çıkarır ve tam o sırada, cesaretle başını keser. Judith’in eylemi bir katliam değil, kutsal bir cezalandırmadır. Işık, onun elini ve yüzünü aydınlatır; gölge Holofernes’i yutar. Böylece Caravaggio, iyilikle kötülüğün, adaletle şiddetin ayrımının ne kadar ince bir çizgide durduğunu gösterir.

    Rembrandt

    REMBRANDT
    The Night Watch

    Yapım Yılı: 1642
    Malzeme: Tuval üzerine yağlı boya
    Boyut: 363 × 437 cm
    Yer: Rijksmuseum, Amsterdam

    Işık ve gölge denilince ikinci bir resme daha yer vermemiz gerekiyordu. Çünkü Chiaroscuro (ışık–gölge kontrastı) tekniğinin ileri bir biçimi olan Rembrandt ışığı diye bir şey var

    Rembrandt bu eserinde dönemin geleneksel grup portre anlayışını kökten değiştirmiştir.
    O zamana dek milis ya da lonca tabloları genellikle durağan, düzenli bir pozlamayla yapılırken, Rembrandt sahneyi hareket, derinlik ve dramatik ışık üzerine kurar. “The Night Watch”, sadece bir grup portresi değildir; ışığın ideolojik bir güç haline geldiği, görünürlüğün toplumsal hiyerarşiyi belirlediği bir sahnedir.
    Işık burada “kahramanları” öne çıkarırken, gölge “unutulan” ya da “adı geçmeyen” bireyleri barındırır. Böylece tablo, bir kutlama sahnesi gibi görünse de aslında toplumsal görünürlük ve adalet üzerine derin bir yorum sunar.

    Kasım Kitapları

    • Hermann Hesse – Demian
    • Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan
    • José Saramago – Körlük
    • Joseph Conrad – Karanlığın Yüreği
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    Kasım Filmleri

    • Yurttaş Kane, Citizen Kane, 1941, Orson Welles
    • Gölge Oyunu,1992, Yavuz Turgul
    • Minari – Lee Isaac Chung
    • Yedinci Mühür, The Seventh Seal, 1957, Ingmar Bergman
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    Kasım Şarkıları

    • Laura Marling – What He Wrote
    • Laura Marling – What He Wrote
    • The Smiths – There is a Light That Never Goes Out
    TÜM LİSTEYİ GÖR

    suaremag

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025 Betül Çakıroğlu

    BETÜL ÇAKIROĞLU Ben Bazen resimli bir çocuk kitabı ve giriş sayfası soru işaretleriyle başlıyor. Bu bir mecaz değil; kitabın…

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Farklı kültür ve yaşamları bir araya getiren Kaleydeskop seçkisi

    Eylül 20, 2023 Etkinlik

    Salt/Forum’un ilk edisyonu “Su Etrafında”, 4 Mart’ta başlıyor

    Şubat 19, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    Frankenstein’ın ‘Canavar’ı ve ötekilerin dramı

    Ekim 31, 2023 Film
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.